HASTANELERDE KREŞ OLSUN

HASTANELERDE KREŞ OLSUN


  • 09 Mayıs 2021 Pazar

Ankara Şehir Hastanesi Kovid-19 servisinde hemşire olarak görev yapan iki çocuk annesi Duygu Yavuz sağlık çalışanı olarak yaşadıkları zorluklardan bahsetti. , AA muhabirine açıklamalar yapan Yavuz, Ekim 2020'de Kovid-19 testinin pozitif çıktığını, kronik karaciğer hastası 4 buçuk yaşındaki oğlunun bakımı sebebiyle eve gidip gelmek zorunda kaldığından virüsü oğluna da bulaştırdığını anlattı. Ailesi farklı şehirlerde yaşayan meslektaşlarının, çocuklarını bırakabilecekleri yer bulma konusunda sorun yaşadığına işaret eden Yavuz, hastanede kreş bulunmadığı için çocukların bakımı konusunda zorlandıklarını ifade etti.

Türkiye'de Mart 2020'de ilk Kovid-19 vakasının görülmesiyle iş yükü artan ve büyük fedakarlık gösteren sağlık çalışanı anneler, özel hayatlarındaki sorumlulukları nedeniyle de çeşitli zorluklarla mücadele ediyor.

Kovid-19 servislerinde çalışan, bebeği ya da küçük yaşlarda çocuğu olan anneler, özellikle çocuklarına virüsü bulaştırmanın endişesini taşıyor. Küçük yaştaki çocuklarına salgınla ilgili endişelerini aktarmakta güçlük çeken sağlık personeli anneler, hastaneden eve dönüşlerinde evlatlarına sarılamamanın ve onlara bunun sebebini anlatamamanın sancısını çekiyor.

Ankara Şehir Hastanesi Kovid-19 servisinde hemşire olarak görev yapan iki çocuk annesi Duygu Yavuz, AA muhabirine, Ekim 2020'de Kovid-19 testinin pozitif çıktığını, kronik karaciğer hastası 4 buçuk yaşındaki oğlunun bakımı sebebiyle eve gidip gelmek zorunda kaldığından virüsü oğluna da bulaştırdığını anlattı.

Rahatsızlığı çok ilerlemeden hastanede tedavisi tamamlanan oğluyla refakatçisi olarak vakit geçirdiğini belirten Yavuz, Kovid merkezinde çalıştığı için aynı şeylerle yeniden yüzleşmenin tedirginliğini yaşadığını söyledi.

"Çocuklarımı görmek beni ayakta tutan sebeplerden biri oldu"

Çocuklarının kendisi için her zaman mutluluk kaynağı olduğunu ifade eden Yavuz, "Evladından ayrı kalan annelerimizi, arkadaşlarımı, meslektaşlarımı çok iyi anlıyorum. En azından işten sonra eve gittiğim zaman onları görebilmek benim için güç kaynağıydı. Beni çok mutlu etti. Ayakta tutan sebeplerden biri oldu. Burada ne kadar yorulsam da üzülsem de onları görünce mutlu oluyorum. 'Varlıklarına bin şükür' diyorum yavrularımızın, evlatlarımızın. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın, kimseyi evladından ayırmasın." diye konuştu.

Ailesi farklı şehirlerde yaşayan meslektaşlarının, çocuklarını bırakabilecekleri yer bulma konusunda sorun yaşadığına işaret eden Yavuz, hastanede kreş bulunmadığı için çocukların bakımı konusunda zorlandıklarını dile getirdi.

"Sarılmanın insani bir ihtiyaç olduğunu evladımla sınanınca anladım"

Yavuz, evlatlarıyla sınanmanın kendileri için zor olduğunu, ancak süreci "bir şekilde" atlatmaya çalıştıklarını aktaran Yavuz, şöyle devam etti:

"Sarılmak gerçekten o kadar insani bir ihtiyaç, o kadar güzel bir duyguymuş ki bunu daha çok evladımla sınanınca anladım. Yanıma yaklaşmak istediği zaman uzak durmak zorundaydım. Kendimi çok çaresiz hissettim. Yine de şükrettim çünkü aynı evin içindeydik en azından. Seslerini duyabiliyordum. Resim yapıp kapı altından gönderiyorlardı ya da kapı arkasından şarkılar söylüyorlardı. Ben de aynı şekilde onlara sesleniyordum."

"Çocuklar kendilerini sevmediğimizi zannediyor"

Girişimsel Radyoloji bölümünde çalışan iki çocuk annesi hemşire Tuğba Akan da salgın döneminin başında 2 yaşındaki kızını farklı bir şehre göndermek zorunda kalan ve dört ay hiç görüşemeyen arkadaşının yaşadıklarından çok etkilendiğini, bu tür durumlarda sağlık çalışanları olarak birbirlerine destek olmaya çalıştıklarını anlattı.

Kendisinin de çocuklara virüsün tanımını yapmakta güçlük yaşadığını söyleyen Akan, "Çocuklara 'virüs' diyoruz ama onlar için ütopik bir şey kalıyor bu. Nöbetten geldiğinizde çocuk özlediği için hemen sarılmak istiyor. Onu durdurmak isteyince 'Annem beni sevmiyor, sen beni sevmiyorsun da bıraktın, sen beni hiç özlemedin mi?' diye soruyor. Sevmediğimizi zannediyor." ifadelerini kullandı.

Çocuklarına belli etmeden evde de mesafeli oturarak önlem almaya çalıştıklarını dile getiren Akan, birinci dereceden taşıyıcı oldukları için hastalığı çocuklarına bulaştırmaktan korktuklarını vurguladı.

"Kurumlarımıza bağlı kreş istiyoruz"

Kısıtlama sürecinde kreşlerin kapanmasıyla zorlandıklarına dikkati çeken Akan, şunları kaydetti:

"Şehir hastanemizde kreş bulunmadığı için özel kreşlere göndermek zorunda kalıyoruz. Kreşler de kapandı. Komşularımız bile panik oldu, beni aradılar 'Tuğba ne yapacaksın, çocukları bize bırakabilirsin' diyenlerin de daha kundakta bebekleri var. 'Çekinme, bana bırakabilirsin' diyen komşularım oldu. Bizim isteğimiz, kurumlarımıza bağlı kreşlerimizin de olması."

0 Yorum:

Mesajınız

İşaretli alanları doldurunuz *

İlgili Haberler

  • Eğitim
  • 10 Mart 2021 Çarşamba
2.DÖNEM ARA TATİL OLACAK MI?
  • Son Dakika
  • 10 Mart 2021 Çarşamba
ÖĞRETMENLERDEN 81 İLDE BASIN AÇIKLAMASI